Bektaş Kılınç yazdı: Başlarken

Bir merhabayla başlayalım yazmaya.
Sevgili okuyucu,
Bundan sonra belli aralıklarla birlikte olacağız.
Dağarcığımızda ne varsa size sunacağız.
Sizin bize dönüşleriniz, bize yol gösterirken,
Biz de, bizdeki birikimlerle birleştirip size aktaracak,
Daha güzel bir dünya,
Daha güzel bir ülke
Ve daha sevgi dolu insanlar olarak hayatı güzelleştirmeye devam edeceğiz.
Biliyoruz ki zor,
Karanlık, umutsuz zamanlar.
Ancak aydınlık ve karanlık yan yana, iç içedir.
Yani evren neyse, insan da odur.
Evren, karşılıklı, bağlantılı cisimler toplamıdır.
Evren sonsuz bir boşlukta birbiri etrafında dönen cisimlerle dolu.
Bizim içimizdeki atomların içinde, protonun etrafında dönen elektronlar gibi.
Evren insanın içinde okunmayı bekleyen bir kitap.
Ve biz, o kitabı birlikte okumaya çalışacağız.
Yani güzel dostlarım,
Birliği, birliğin içindeki zıtlığı,
Değişimin bu zıtların mücadelesinden oluştuğunu,
Evrene, doğaya, insana bakıp
Onlardan aldığımız gerçeğin bilgisini anlayacağız.
Zaman zaman sizi kırlara, bayırlara, köylere…
Zaman zaman dipsiz kör kuyulara,
Okyanuslara, gök yüzünün maviliklerine, derin sevdalara…
Hallac-ı Mansur’un kan içinde döne döne darağacına çıkışına,
Nazım’ın mavi gözlerindeki insan sevgisine,
Toros Dağları’ndaki Yörüklerin çorap nakışına,
Yanı başımızdaki yoksul çocukların aç bakışlarına taşıyacağız.
Yani sevgili dostlar,
Ne varsa evrende,
Ne varsa insanda,
Birlikte bir yolculuğa çıkıp, bu yolculuğu bilgiyle, umutla, güzellikle, sevgiyle, aşkla oluşturacağız.
Bizi batıran hırslarımız, çıkarlarımızsa,
Bizi kurtaracak olan da aklımız ve bilgimizdir.
O zaman
Diyelim bir “merhaba”
Merhaba vegazete,
Merhaba Manisa,
Merhaba gelecek güzel günler,
Cümle cana merhaba.