Manisa’da 17 belediyenin 15’inde jeofizik mühendisi yok!

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Şenhisar, Manisa’nın 17 ilçe belediyesinin 15’inde jeofizik mühendisi bulunmadığına dikkat çekerek, İleride meydana gelebilecek depremlerde daha üzücü deneyimler yaşanmaması için belediyelere bu eksikliği gidermeleri çağrısında bulundu.
Hülya Kılınç
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Jeofizik Yük. Mühendisi Fatih Şenhisar, 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde yaptığı açıklamada, deprem gerçeğinin bir kez daha altını önemle çizdi.
“RİSKLİ BİNALARIN TESPİTİNDE JEOFİZİK YÖNTEMLERDEN YARARLANILMALI”
17 Ağustos 1999’da merkez üssü Kocaeli-Gölcük olan 7.4 büyüklüğünde gerçekleşen, can ve mal kaybına neden olan depremin bir milat olduğunu ifade eden Şenhisar, “Resmi raporlara göre 17 bin 480 ölüm ve 43 bin 953 yaralanma olmuştur. Bu deprem; gerek büyüklük, gerek şiddet, gerekse sebep olduğu can ve mal kaybı ile son yüzyılın en büyük bir doğa olayı ve Türkiye’nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem sonrası bu kadar çok can ve mal kaybının olması ve yaşanan büyük acıların temel nedeni; kaçak yapılaşma, plansız kentleşme, yer seçiminde alınan yanlış kararlar, mühendislik hizmetlerine yeterince önem verilmeden, zemin özellikleri dikkate alınmadan yapılan konutlar, sanayi tesisleri ve ulaşım alt yapılarıdır. Bir doğa olayı olan depremler geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacaktır. Depremin olmasına engel olmak mümkün değildir. Ancak bu acıların bir daha yaşanmaması ve depremlerin doğal afete dönüşmemesi için tedbirler almak mümkündür. Depremden korunmanın en önemli parametresi, zeminin fiziksel ve elastik özelliklerinin iyi bilinmesidir. Zemin özelliklerini belirlemek ve buna göre yapılaşmaya gitmek gerekmektedir. Deprem zararlarının en aza indirilmesinde, uygun yerleşim alanlarının belirlenmesi ve zemine uygun bina yapımı kadar, mevcut yapı stokunun, depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir. Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır. Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında destekleyici bilgiler vermektedir” dedi.
“BELEDİYELER JEOFİZİK MÜHENDİSİ İSTİHDAM ETMİYOR!”
Şenhisar, ülkemizde depreme karşı mücadelede çözüm yöntemlerinin başında nelerin geldiğini şöyle anlattı “Yapı stokunu tespit ederek yerinde dönüşümü hedefleyen, insanları yaşadığı yerden başka yerlere göndererek değil o bölgede kültürleşmiş sosyo-ekonomik donatılarını bozmadan doğru bir şekilde kentsel dönüşüm süreci gelmektedir. Mevcut yapı stokunun depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir. Jeofizik Mühendisleri; elektronik cihazlar kullanarak yapıya hiçbir zarar vermeden yapı görüntülerini çıkarmakta ve bu görüntüleri yorumlayarak yapı hakkında bilgi vermektedir. Jeofizik-Jeolojik zemin etüt raporlarının standartlara uygun yapılmasının sağlanması, raporların kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde denetimi için, merkezi ve yerel idarelerde Jeofizik Mühendisi istihdamı zorunlu olmalıdır. Son depremde de görüldüğü üzere mevcut bina olmadan önce, denetimlerin ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Ancak Manisa’da 17 ilçe belediyesinin 15’inde jeofizik mühendisi istihdamı bulunmamaktadır. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra ilçelerden sadece Şehzadeler ve Turgutlu Belediyesi jeofizik mühendisi istihdam etmektedir. 15 ilçe belediyesinde Jeofizik mühendisi istihdam edilmemesinden dolayı denetimsiz geçen zemin etüt raporuna göre tasarlanan binanın, ileride meydana gelecek bir depremde zarar görmemesi mümkün değildir. İleride daha üzücü deneyimler yaşanmaması için en kısa zamanda Manisa’da bu eksikliğin giderilmesi gerekmektedir.”
“ULUSAL BİR DEPREM POLİTİKASI BELİRLENEREK CİDDİ PROGRAMLAR OLUŞTURULMALI”
Şenhisar, depremle oluşacak hasar, zarar ve can kayıplarının azaltılmasının bilinen tek yolunun, mühendis, mimar ve şehir plancılarının ortak katkı ve çabalarıyla yer seçiminden başlayarak yerleşim alanlarını planlanmak, depreme dayanıklı yapılar tasarlamak ve üretmek olduğunu söyledi. Şenhisar, yapılabilecekleri ise şöyle sıraladı “Bunun için, deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalarda kamu yararı ve ülke çıkarı doğrultusunda ulusal bir deprem politikası belirlenerek ciddi programlar oluşturulmalı ve daha da önemlisi bunlar yaşama geçirilmelidir. Toplum olarak yaşanan depremleri unutuyor ve bir daha yaşanmayacakmış gibi yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Ancak doğa depremlerle, heyelan, taşkın ve sellerle sürekli kendini hatırlatmaya devam ediyor. Türkiye bir deprem ülkesidir ve depremler kaçınılmaz gerçeğimizdir. Daha önce yaşadığımız acıları yaşamamak için gerekli önlemler alınmalıdır. Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için denetim, bilimin ve mühendisliğin yol göstericiliğinde olmalıdır. TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Manisa Temsilciliği olarak, 17 Ağustos 1999 depreminin haftası vesilesiyle geçmişte yaşanılan depremleri unutmayacağız, unutturmayacağız. Yaşadığımız depremlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı saygıyla, rahmetle, minnetle yad ediyoruz.”